İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13.Hukuk Dairesi 2019/2139 Esas 2019/1551 Karar
24 Eylül 2020,Perşembe
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/2139
KARAR NO : 2019/1551
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : NİYAZİ DENİZ (32428)
ÜYE : ÜMİT MÜDERRİSOĞLU (33375)
ÜYE : SEVİLAY KILIÇ İLBAK (42709) KATİP : SİNEM UYANIK (127073)
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEME : İSTANBUL ANADOLU 1. TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİH : 27/06/2019
DOSYA NUMARASI : 2019/366 Esas - 2019/334 Karar
DAVACI : O.....Y
VEKİLİ : Av. FATİH KÖSE
DAVALI :V... BANKASI ANONİM ŞİRKETİ -
VEKİLİ : Av. Ö...Ç
DAVA : Alacak (Banka Garanti Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 06/11/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/11/2019
İlk Derece Mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ........... itibaren işlemiş ve işleyecek en yüksek mevduat faizi ile birlikte tazmin ve tahsiline, yargılama giderleriyle vekâlet ücretinin de davalıdan tahsiline karar verilmesi talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, ...... Yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:
İlk Derece Mahkemesi 27/06/2019 tarih 2019/366 Esas - 2019/334 Karar sayılı kararında;
" ... Mahkememizce yapılan incelemede davanın yukarıda belirtilen maddeler kapsamında kaldığı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklememiş olduğu, Dava dilekçesinin incelenmesine göre arabulucuya başvurulmadan dava açıldığı anlaşıldığından davanın 6102 sayılı kanun 4. ve 5/A maddeleri, 6325 Sayılı Kanun 18/A-2. maddesi HMK 114/2. ve 115/2. maddeleri gereğince davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir..."gerekçesi ile;
1-Davanın 6102 Sayılı kanun 4. Ve 5/A maddeleri, 6325 Sayılı Kanun 18/A-2. Maddesi HMK 114/2. ve 115/2. maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;
6102 sayılı kanunun 4. ve 5/A maddeleri uyarınca dava açılmadan önce Arabuluculuk yoluna müracaat edilmiş olup 29.01.2019 tarih ve 2019/3037 dosya numaralı son tutanağın arabulucu ve taraflarca elektronik imzalı olarak tanziminin edildiğini,
Davacı tarafça dava dilekçesinin ekinde elektronik imzalı son tutanak ( elektronik imzalı olarak ) sunulduğunu,
Mahkeme tarafından oluşturulan 14.05.2019 tarihli ara karar üzerine davacı tarafça elektronik imzalı son tutanak tekrar mahkemeye gönderildiğini,
Kalem müdürünün davcı vekilini arayarak " elektronik imzalı belgeyi mahkemenin kabul etmediğini aslının veya onaylı örneğinin sunulmasını istemiştir. " davacı vekilinin ise Kalem müdürüne elektronik imzalı belgenin asıl olduğunu 5070 sayılı Elektronik imza Kanunu Gereğince Islak imzalı belge hükmünde olduğu dile getirildiğini, bunun üzerine mahkemece bu tutanağın Arabuluculuk daire başkanlığından sorulması yönünde müzekkerenin yazıldığını, ancak UYAP kaydında bu müzekkereye verilmiş bir cevaba rastlanmadığını,
6325 Sayılı Arabuluculuk kanunun da son tutanağın elektronik imzalı olarak oluşturulamayacağına dair bir hüküm bulunmadığını, bu şekilde tanzim edilmesinde hukuken hiçbir sakıncasının olmadığını, Nitekim uygulamada elektronik imzalı son tutanak yaygın olarak kullanılmakta olduğunu, davacı vekili tarafınca dahi birçok kez bu şekilde belgenin tanzim edildiğini,
İleri sürerek, istinaf dilekçesinin kabulü ile, yapılacak istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak esasa girilmesi yönünde karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
HMK'nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.
Uyuşmazlık konusu ,Mahkemece, zorunlu arabulucuya başvurma dava şartının yerine getirilmediği gerekçesi ile davanın reddinin isabetli olup olmadığı noktasındadır.
Dava, Bankacılık işleminden kaynaklı alacak istemine ilişkindir.
Belirtilmelidir ki 19.12.2018 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan ve 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun'un 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'na 5/A maddesi eklenmiştir.
Anılan maddeye göre; "(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
(2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir." denilmiştir.
Görüldüğü üzere, 6102 sayılı TTK'ye eklenen 5/A maddesinde, Kanun' un 4.
maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri olan ticari davalarda, arabuluculuk dava şartı olarak belirlenmiştir.
6100 sayılı HMK' nın 114/1 maddesinin birinci fıkrasında, tüm davalar bakımından geçerlilik taşıyan dava şartlarının neler olduğu hususu açıkça hükme bağlanmış, HMK 114/2 maddesinde ise diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu belirtilmiştir.
7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'na eklenen ve 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesi ile getirilen "Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır..." hükmü uyarınca konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki ticari davalarda dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunlu hale getirilmiş, yani arabuluculuğa başvurmak dava şartı haline getirilmiş bulunmaktadır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 18/A-2 maddesindeki "Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir." hükmü gereğince arabuluculuğa tabi davalarda dava açılırken, arabulucuya başvurulması ve arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklenmesi gerekir. Arabulucuya başvurulmadan doğrudan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilecektir.
|
| |
Somut olayda, uyuşmazlık 6102 Sayılı TTK' nun 4/1-f Maddesinde;'' Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin Sözleşmeden kaynaklanan bir miktar para alacağına ilişkin olup, aynı yasanın 4.maddesi uyarınca dava mutlak ticari dava niteliğindedir. Bununla birlikte, davacının tüketici olması ve 6502 sayılı TKHK' nin 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k)bendindeki diğer koşulların bulunması sebebi ile dava konusu işlem tüketici işlemi niteliğindedir ve aynı yasanın 73/1.maddesi uyarınca görevli mahkeme Tüketici Mahkemesidir. Ancak uyuşmazlığı çözmekle görevli olan mahkemenin Tüketici Mahkemesi olması hususunun, davanın "ticari dava" niteliğini değiştirmeyeceği açıktır.
Bununla birlikte, 6502 sayılı yasanın 68 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 2019 yılı için değeri 5650 Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda ilçe tüketici hakem heyetlerine, 8480 Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine,büyükşehir statüsünde bulunan illerde ise 5650 Türk Lirası ile 8480 Türk Lirası arasındaki uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine başvuru zorunludur.Bu durumlarda, dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümler uygulanmaz (HUAK m. 18A/18). Ancak, taraflar isterlerse ihtiyari olarak arabuluculuk yoluna başvurabilirler (6502 sayılı TKHK m. 68/5). Somut olayda ise uyuşmazlık 1.000.000,00 TL. alacağa ilişkin olup, bu nedenle Tüketici Hakem Heyeti'nin görevi dışında kalmaktadır.
Somut olayda, davacı vekili tarafından dava dilekçesine Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Son Tutanağı başlıklı 29/01/2019 tarihli taraf vekillerinin katılımı ile düzenlenen ve e imzalı olduğu belirtilen tutanağın dava dilekçesi ekinde ibraz edildiği, Mahkemece 14//05/2019 tarihli ara karar ile;''Mahkemece yapılan incelemede davanın arabuluculuk kapsamında olduğu, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın fotokopisinin eklendiği, son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklenmemiş olduğu tespit edilmiş olup arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin sunulması için,'' davacı vekiline ihtarlı davetiye çıkartılmasına karar verildiği,
Davacı Vekili, UYAP Sisteminden gönderdiği 15/05/2019 tarihli dilekçesinde;''Arabuluculuk son tutanağı ELEKTRONİK İMZALI olarak taraflarca düzenlenmiş olup dava dilekçemiz ekinde sunulmuştur. Ancak her ihtimale binaen ara karar gereği ekte bir kez daha sayın mahkemenize sunulmuştur,''şeklinde beyanda bulunularak dava dilekçesine eklenen e imzalı olarak düzenlenen arabuluculuk son tutanağını gönderdiği görülmüştür.
Mahkemece 28/05/2019 tarihinde Ankara Arabuluculuk Daire Başkanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü'ne;'' Mahkememizin 2019/366 Esas sayılı dosyasında 14/05/2019 tarihli ara kararda davacı vekiline "arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın fotokopisinin eklendiği, son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklenmemiş olduğu tespit edilmiştir. Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin sunulması için davacı vekiline ara kararın tebliğ tarihinden itibaren bir haftalık kesin süre verilmesine," şeklinde karar verildiği, davacı vekilince 14/05/2019 tarihli beyan dilekçesinde arabuluculuk son tutanağının elektronik imzalı olarak sunulduğu, ancak sistem üzerinde elektronik imzaların sistem üzerinde görünmediği gözetilerek mahkememize elektronik imzalama konusunda bilgi verilmesi hususu rica olunur,''şeklinde müzekkere yazıldığı halde cevabi yazı beklenmeden 27/06/2019 tarihinde, Davanın 6102 Sayılı kanun 4. ve 5/A maddeleri, 6325 Sayılı Kanun 18/A-2. Maddesi HMK 114/2. ve 115/2. maddeleri gereğince usulden reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
|
| |
Karar tarihinden sonra 27/06/2019 tarihinde Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Genel Müdürlüğü'nden verilen cevabi yazıda;'' İlgi sayılı yazı ile Mahkemenizin 2019/366 esas sayılı dosyasına sunulan arabuluculuk raporunun elektronik imzalarının görünmediği belirtilerek bu konuda mahkemeye bilgi verilmesi talep edilmiştir. İlgi sayı yazı ekinde gönderilen 29/01/2019 tarihli hukuk uyuşmazlıklarında ticari dava şartı arabuluculuk son tutanağının taraflar ve arabulucu tarafından elektronik imza ile imzalandığı görülmüştür,'' ayrıca evrak üzerindeki elektronik imzalar kırmızı kurdele simgesi ile gösterildiği belirtilmiştir.
Arabuluculuk usulünün belirlenmesine dair kanun ve yönetmelik taraflara ve arabulucuya geniş yetkiler vermiştir.Taraflar için emredici hukuk kurallarına aykırı olmamak kaydı ile arabuluculuk usulünü serbestçe kararlaştırabilme (HUAK 15/2,Yönetmelik 17/1) arabulucuya da arabuluculuk sürecinden taraflarla her türlü ilitişim aracını kullanarak süreci yürütme yetkisi tanınmıştır (HUAK 8, Yönetmelik 10/1)
E-İmza Türk Hukukunda 15/01/2004 tarihli 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu ile düzenlenerek ticaret,dolayısıyla hukuk alanında uygulanmaya başlanılmıştır.5070 Sayılı Kanunun 4 Maddesinde;''Güvenli Elektronik İmza''nın tarifi yapılmıştır.
5070 Sayılı Kanunun 5 Maddesi;''Güvenli Elektronik İmza, elle atılan imza ile aynı hukuki sonucu doğurur. Kanunların resmi şekle veya özel bir meresime tabi tuttuğu hukuki işlemler ile banka teminat mektupları dışındaki teminat sözleşmeleri,güvenli elektronik imza ile gerçekleştirilemez,'' demek suretiyle elektronik imza kullanılamayacak işlemlere dair özel kanunlara atıfta bulunulmuştur.
6325 Sayılı Arabuluculuk kanunun da son tutanağın elektronik imzalı olarak oluşturulamayacağına dair bir hüküm bulunmadığından davacı vekili tarafından dava dilekçesine eklenen e imzalı olarak düzenlenen arabuluculuk son tutanağının geçerli olduğu ve dava şartının gerçekleştiği görülmekle, davacı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmüştür.
Sonuç itibariyle, davacı vekilinin istinaf talebi yerinde görülmekle, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda ilk derece mahkemesi kararının, HMK 353/1-a4 maddesi uyarınca kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
1-İstanbul Anadolu 1. Tüketici Mahkemesi' nin 27/06/2019 tarih ve 2019/366 Esas -
2019/334 Karar sayılı kararının 353/1-a4 maddeleri uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA ve dosyanın mahkemesine İADESİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafça yatırılan 121,30 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf aşamasında sarfedilen 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi' ne gidiş - dönüş masrafı 25,5 TL olmak üzere toplam 146,8TL' nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine,
5-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 06/11/2019 tarihinde HMK 353/1-a4 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.
Niyazi DENİZ Başkan 32428 e-imzalıdır | Ümit MÜDERRİSOĞLU Üye 33375 e-imzalıdır | Sevilay Kılıç İLBAK Üye 42709 e-imzalıdır | Sinem UYANIK Katip 127073 e-imzalıdır |